DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Gazze’de süregelen insani felakete ve Türkiye üzerinden İsrail’e yapıldığı iddia edilen sevkiyata dair açıklamalarda bulundu.

Ekmen, “Gazze’de devam eden soykırımın 615’inci gününü geride bıraktık. 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail ordusunun saldırılarında en az 54.000 Filistinli hayatını kaybetmiş, 117.000’in üzerinde kişi ise yaralanmıştır. Gazze halkı, sadece can kayıpları değil, aynı zamanda aylardır süren kuşatma ve yoğun askeri saldırılar sonucu açlık, susuzluk ve barınma kriziyle karşı karşıyadır. Bölgedeki insani felaket her geçen gün daha da artmakta, iki milyondan fazla insan tam bir kuşatma altında, adeta ölüm kampında yaşam mücadelesi vermektedir” dedi.

Ekmen, 9 Haziran’da yaşanan Madleen gemisi müdahalesine ilişkin değerlendirmede bulunarak, “İsrail güçlerinin, Madleen isimli yardım gemisine uluslararası sularda müdahale etmesi ve gemideki 12 kişiyi gözaltına alması bu vahşetin yeni bir boyutunu göstermiştir. İsrail ordusunun, içinde bebek maması ve gıda yardımı taşıyan sivillere ait Madleen gemisini kaçırması açıkça uluslararası hukukun ihlalidir. Uluslararası sularda gerçekleşen bu müdahale, deniz hukukunun temel ilkelerini çiğnemekle kalmamış; aynı zamanda insani yardımın engellenmesi, savaş suçları ve soykırım suçlarının işlenmesine zemin hazırlamaktadır" diye konuştu.

Ekmen, Türkiye’nin Gazze politikasına dair Meclis girişimlerini hatırlatarak, “Yeni Yol Grubu olarak, geçtiğimiz günlerde Gazze ile ilgili verdiğimiz ve kamuoyunun da yakından takip ettiği araştırma önergelerimiz, AK Parti ve MHP oylarıyla reddedilmiştir. Bu tutum, iktidarın Gazze hassasiyetini sorgulatır niteliktedir” ifadelerini kullandı.

Son olarak, Mersin Limanı'na yanaşan VELA gemisi hakkında konuşan Ekmen, "Kamuoyu, Mersin Limanı'mıza yanaşan VELA gemisi ile sarsılmıştır. Bu geminin İsrail'e çelik taşıdığı iddiaları bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, Türkiye'ye bu geminin ve yükünün İsrail’e ulaşmasının engellenmesi yönünde çağrıda bulunmuştur. İletişim Başkanlığına bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, bu iddiaları reddetmiş olsa da yapılan açıklamada yalnızca Mersin Limanı’nda tahliye edilen 461 dolu konteynerin fiziki olarak incelendiği, geri kalan 1.570 transit konteynerin ise yalnızca evrak beyanına göre değerlendirildiği anlaşılmıştır. Konteynerlerin kapsamlı şekilde analiz edilmesi ve devletin kamuoyuna ciddi bir açıklamada bulunması gerekmektedir. Defaatle belirttiğim gibi, İsrail ile askeri ve stratejik iş birliğine zemin hazırlayabilecek tüm faaliyetlerin durdurulması ivedilikle gerekmektedir. Gazze’de dökülen her damla kanın vebali, sadece failin değil, sessiz kalanların da boynundadır" dedi.